Diyabetik Ayak Yaralarını Diğer Yaralardan Ayıran Özellikler Nelerdir?
Vücudumuzun her tarafında yara ortaya çıkabilir. Cerrahi branşla uğraşan insanlar, bunu bir bütün olarak ele alır. Her tarafındaki yara ile de ilgilenir. Ben hem genel cerrahi hem plastik cerrahi uzmanı olarak, görünen alandaki yaraları ve içerideki yaraları, ameliyat yaralarını bildiğim için diyabetik ayak yaralarını onların içinde farklı bir yere oturturum. İnsan ayağındaki doku kompozisyonu, yani dokuların çeşitliliği ve yapısı başka hiçbir uzuvda yoktur. Ayağımız bu bakımdan yürümek için mükemmel bir yapıya sahiptir. Yürümek için uygun olan bu dokular, mesela yağ dokusu iyileşmede daima sorun çıkarır.
Kemik dokusu, en büyük sorunları çıkaran dokulardan birisidir. Ortopedistler, bizim dizimizin altındaki bölgede bir kemikle uğraşırken, açık kırıklarda aylarca yıllarca tedavi edeceğiz diye zorlanırlar. Ayakta 28 tane kemik vardır. 28 çarpı 2 veya bazılarında 4 eklem yüzeyi vardır. Her eklem yüzeyinin ayrı bir sorun yarattığını düşünmek ve kabul etmek durumundayız. Ayağın hareket sisteminde tendonların çok büyük yeri vardır. Ayağımızda çok büyük sayıda tendon yer almıştır. Tendonlar da yara iyileşmesi açısından çok olumsuz dokulardır. Bu başlıca dokular yanında yine yapısal özellikleri ve işlevi dolayısıyla ayak yürümek içindir. Üzerine basılan bir uzuv, devamlı travmaya maruz kalır. Vuruk, çarpma, aşağıda olması dolayısıyla üzerine bir şey düşebilir. Bu bakımdan yaralanmaya çok açık olduğu gibi, bu doku yapısı nedeniyle yaraların iyileşmesi şeker hastası olmayanlarda da zordur.
Şeker hastasında farklılık nedir? Vücudumuzun diğer bölgelerindeki yaralardan ne farkı vardır? Diğer bölgelerde dolaşım sorunu çok önemli değildir. Çok sık karşımıza çıkmaz. Oysa diyabette damar bozukluğu, tıbbi adıyla anjiyopati en çok alt ekstremiteyi yani bacak bölümlerini, ayak bölümünü etkiler. Burada damarlar tıkanmıştır. Yara iyileşmesinin anahtarı kanlanmadır. Kan akımı nerede iyiyse, yara iyileşmesinde sorun yoktur. O bakımdan bu tıkanıklıklar, damarlardaki daralmalar yara iyileşmesini çok zorlaştırır. Şeker hastalarında diyabetik ayakları farklı kılan ikinci olay nöropatidir. Yani ayağın uyuşuk hale gelmesidir. Uyuşuk ayağı iyi tanımak gerekir. Önemini çok iyi kavramak gerekir. Bütün bahsettiğimiz yaralanmaların en önemli sebebi ayakların duyarsız olmasıdır. Üşüdüğü için ısı kaynaklarına yakın tutar. Yanar haberi olmaz. Yanık derinleşir, kemiklere kadar uzanır. Bu her zaman soba yanığı olmaz. Üşüdüğü için termofor kullanır. Tuğla kullanır. Tırnak keserken derin keser, fark etmez. Halbuki bunları normal insan yapsa ne olur? İki üç gün oradan devamlı uyaran gelir. Giyindiği ayakkabının dokunmasıyla rahatsız olur. Ayağını kullanırken bir yere dokunduğu zaman rahatsızlık verir. Bunları en aza indirerek bu yaralar iki üç gün içerisinde veya olmadan bazı belirtiler iki üç gün içerisinde kendini toparlar ve yara haline geçmez. Demek ki diyabetik ayakta diğer yaralardan farklı olan iki önemli şey vardır. Anjiyopati, yani damarların bozulması, duyarlılığın kaybolması ve sinirlerin fonksiyonlarını kaybetmesidir. Bu iki olay diyabetik ayağı diğer yaralardan çok ayrı bir yere getirir.