Nöropati Ve Ayaklarımız
Diyabetlilerde ayak ülserleri çok ciddi bir sorundur. Her 100 diyabetliden 20’si yaşamı boyunca en az bir kez ciddi ayak ülserleriyle karşı karşıya kalmakta ve bunların hiç de azımsanmayacak bir oranı bu ülserler nedeniyle parmak ya da ayaklarını kaybetmektedir. Yaptığımız bir araştırmanın sonuçlarına göre, ayak ülserlerinin ülkemizdeki tedavi maliyeti hasta başına yaklaşık 7000 Amerikan Doları düzeylerine ulaşmaktadır. Bu maddi giderlere hastanın işgücü kaybı, aile fertlerine bakım yükü gibi faktörleri de eklersek, kayıplar daha da artacaktır. Oysa, diyabetlilerin eğitimi ve ayak bakım merkezlerinde düzenli takip ve tedavisi ile her iki ülserden birini önlemek mümkündür.
Diyabetik ayak ülserlerinden sorumlu en önemli faktör, diyabetik nöropatidir.
Her 100 ülserden 70’inde mutlaka nöropati bulunmaktadır.
Bir diğer faktör ise dolaşım bozukluğu ve damar tıkanıklıklarıdır. Eğer sinir
uçlarında diyabete bağlı bir hasar, yani diyabetik nöropati ortaya çıkarsa,
ayaklarda his kusurları başlar. Başlangıçta yanma, üşüme, diken batmaları,
karıncalanmalar, ağrılar şeklinde başlayan yakınmalar giderek yerini his
kaybına bırakır. Hissetmeyen bir ayak, dar ayakkabının içinde, sıcak kumda,
sıcak suda, kaloriferin üzerine veya yalınayak yürüken büyük tehlike
altındadır. Sıcağı, ağrıyı hissetmeyen ayaklar kolayca yaralanır ve ülserler
meydana gelir. Ülser kısa zamanda mikroplanır ve daha ciddi ayak sorunları
karşımıza çıkar.
Nöropati ayrıca ayak ve bacak kaslarında zayıflamalar, tendonlarda gerilmeler,
eklemlerde sertleşmeler ortaya çıkarır. Bütün bunları sonucunda, parmaklar
çekiç şeklinde kıvrılır, pençe ayak görünümü ortaya çıkar. Metatars başları
yanı ayakların uzun kemiklerinin parmaklarla eklemleşen uçları belirginleşir.
Ayaktaki bu şekil bozuklukları bası gören yeni noktalar ortaya çıkarır. Bu
bölgeler nasır oluşumu açısından riski yerlerdir.
Nöropati, otonom sinir sistemini de etkiler. Otonom nöropati, ayak damarlarının
refleks çalışmasını bozar. Normalde ayağa kalkınca bacak damarlarında refleks
bir daralma meydana gelerek, kanın beyin, kalp gibi hayati önemi olan organlara
yönlenmesini sağlar. Diyabetlilerde sinir sisteminde oluşan hasar bu refleks
daralmanın kaybına yol açar. Sonuçta, ayak atar ve toplardamarlarında sürekli
bir göllenme oluşur. Ayaklar sıcaktır, ayak sırtında toplardamarlar belirgindir
ve çok çabuk şişer. Bu durum kemikleri de etkiler ve sürekli bir yıkım
faaliyeti başlar. İncelen zayılayan kemiklerde gözle görülmeyen kırıklar oluşur
ve bu kırıklar yeni kemik dokusu ile iyileşir. Ancak zaman içinde kemiklerin
şekilleri bozulur, ayakta deformiteler ortaya çıkar. Charcot ayağı olarak
adlandırdığımız bu durumun ampütasyon riski çok yüksektir. Şekli bozulan ayağın
ağırlığımızı taşıyan bölgeleri değişir. Yük binen bu yeni bölgeler ağırlık
taşımaya uygun bir anatomik yapıya sahip olmadığı için nasırlar, su toplamaları
ortaya çıkar.
Nöropatinin yukarıda özetlediğim tüm deformiteleri ve yük dağılımındaki
değişiklikler, nasır gelişimine yol açar. Nasırlar ülser açısından büyük bir
tehlikedir. Nasır son derece sert bir dokudur ve altındaki sağlam ayak dokusuna
sürekli bası yaparak yaralar oluşturur. Nasır tabakasının altında açılan
yaralar uzun süre gizli kalır ve iltihaplanması çok kolaydır. Nasırı görmeyen
diyabetliler çoğu zaman ciddi infeksiyonlu bir ayakla karşımıza çıkarlar.
İltihap kemik dokusuna kadar yayılabilir.
Nöropatiden ve yol açacağı ayak sorunlarından korunmak için neler
yapmalıyız?
Nöropatinin önlenmesinin tek yolu çok iyi bir şeker kontrolünün sağlanması ve
bunun yaşam boyu sürdürülmesidir. Eğer nöropati ortaya çıkmış ve ayaklarımızda
his kusurları başlamışsa, gözlerimiz ve ellerimiz kaybolan ağrı duyusunun
yerine geçmelidir. Her akşam ayaklarımızı iyice muayene etmeli, en ufak bir
renk değişikliği, deri lezyonu veya yaralanmanın varlığında hemen bir diyabet
hekimine başvurmalısınız.
Ayaktaki şekil bozukluklarının düzelmesi mümkün değildir. Ancak uygun
ayakkabıların giyilmesi ve iyi bir ayak bakımı ile yaraların önüne geçilebilir.
Ayakkabı seçimi çok önemlidir. En doğrusu ayağın yeni bası noktalarının
saptanması ve ona uygun tabanlık ve ayakkabı yapılmasıdır. Ancak bu olanakların
kısıtlı olduğu koşullarda yumuşak ve hava tabanlı spor ayakkabıların giyilmesi
de ülser gelişimini önleyebilir. Sivri burunlu, sert tabanlı, dar ayakkabılar
asla kullanılmamalıdır. Ayakkabınız yumuşak deriden ve burnu kapalı olmalıdır.
Ayaklarınızın ağrıyı hissetmediğini unutmamalısınız. Tırnaklarınızı keserken
çok dikkat etmeli, kendinizi yaralamamalısınız. Tırnaklar düz kesilmeli,
makasın ucu sivri olmamalı, pedikür yapılmamalıdır. Tırnak batmalarının
tedavisi cerrah tarafından yapılmalıdır.
Ayağınızı her akşam ılık su ve sabun ile yıkamalı, iyice kurulayıp pamuklu çorap giymelisiniz. Ayağınızı yıkadığınız suyun sıcaklığını bir termometre veya dirseğiniz yardımıyla kontrol etmelisiniz. Ayağınız sıcağı hissetmediği için kolayca yanabilir. Bu nedenle sıcak sudan uzak durmalısınız. Evde yalınayak dolaşmamalı, burnu kapalı terlik kullanmalısınız.
Parmak aralarındaki çatlaklardan kolayca mikroplar girebilir. Bu nedenle mantar
varsa hemen bir hekime başvurmalısınız. Eğer ayaklarda nasır oluşmuşsa, her ay
diyabetik ayak polikliniğine başvurulmalı ve özel cihazlarla nasır temizliği
yapılmalıdır. Ayak polikliniklerinde nasırları düzenli temizlenen ayaklarda
oluşma riski olan her iki ülserden birini önlemek mümkündür. Nasırlar bıçak,
jilet makas yardımı ile kesilmemeli, asla nasır ilacı kullanılmamalıdır.
Tüm dikkatinize rağmen ayağınız bir şekilde yaralanmışsa, hemen sabun ve temiz
su ile yıkamalı, üzerini gaz bezi ile sarmalı ve diyabet hekiminize
başvurmalısınız. Diyabetik ayak yaralarının iyileşmesinin ilk koşulu, istirahat
ve yaralı ayağın yükten kurtarılmasıdır. Eğer yara varken ayağınızın üzerine
basmaya devam ederseniz, yaranın iyileşmesi mümkün olmaz. Yara bakımı,
günde en az iki kez yapılan pansumanlar, antibiyotik tedavisi ve tabii ki
hepsinden önce iyi bir kan şekeri kontrolünün sağlanması yara tedavisinin temel
prensiplerini oluşturur. Gerekirse cerrahi temizleme ve küçük ampütasyonlar ile
daha ciddi sorunların önüne geçilebilir.
Bir diyabetli olarak ayaklarımızın farkına varalım.